rüzgar Bayan Admin
Mesaj Sayısı : 163 Yaş : 42 Nerden : Nereye ! Lakap : zuzu Ruh Hali : CİNSİYETİ : Kayıt tarihi : 27/11/08
PUANLAR İTİBAR: (100/100) REP PUANI: (100/100)
| Konu: Ülkemin Utancı Ptsi Ara. 22, 2008 10:49 am | |
| Akşam gazetesinden Serdar Turgut' un hafta sonu yazısını okudum ve sizlerle paylaşmak istedim
Geçen cumartesi günü Hürriyet gazetesinin sürmanşetinde harika bir fotoğraf vardı.
Başbakan Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan mezun olduğu London School of Economics (LSE)’ den diplomasını almak üzere kürsüye doğru yürümekteydi. Fotoğrafı görür görmez önce babalık duygularım coştu ‘İnşallah bana da oğlumun böylesine kaliteli bir okuldan mezun olduğunu görmek nasip olur’ dedim kendi kendime.
Sonra da o fotoğraftan çok utanç duydum. Cüppeleriyle oturmakta olan profesörlerin yeni mezun olan kıza nasıl gururla baktıklarını ve onu ne güzel alkışladıklarını görünce bizdeki üniversitelerin kapılarına türban nöbetçileri koyduran, üniversite kapılarına itiraf odaları filan kurduran heybetli üniversite hocaları aklıma geldi. Onların yaptıkları adına utandım. Yıllardır kızlara üniversitede okumayı bir eziyet haline dönüştürdükleri için öfkelendim, hiçbirisinin lakaplarına layık insanlar olamadığını düşündüm, Türkiye’nin anlamsız mücadelelerle bu kadar vakit, enerji kaybetmesine lanet ettim ve ülkem adına utandım. O fotoğrafı asıl o faşistler bulup incelemeliler...
Ve sonra düşündüm ki bizim ülkede inanç meselesi üzerine kapsamlı ve derin düşünme âdeti nedense hiç yok. Bu olmadığı için birçok insan sembollerle mücadele ediyor ama mücadelesini ne uğruna yaptığını da bilmiyor. ‘İnanç’, ‘İnanmak’ kavramlarını kapsamlı olarak ele almak ve korkmadan, açık fikirle tartışmak gerekiyor. Bu yapılabilirse hem toplumda güzel bir diyalog ortamı oluşur hem de üniversite kapılarına kılık kıyafet nöbetçileri dikmek gibi ayıplardan da vazgeçilir belki. İnanç konusunda derin düşünmeyi ilk önce bilim insanları yapmalı. Bu iş biraz sonra açıklayacağım nedenlerden dolayı dünyada da böyle. Türkiye’de de bir an önce yapılmalı.
Geçen hafta TRT’den naklen yayınlanan Şeb-i Arus törenlerini izlerken keşke bu töreni Einstein da izleyebilseydi, eminim benim kadar belki de daha fazla duygulanırdı diye düşündüm. Kendisini kâinatın sırlarını, yaradılışın gizemini çözmeye adamış bilim adamının o semazenlerin sema ayinini kâinatın hareketine benzetmemesi mümkün değildi bence. ‘Dini duygular olmadan yapılan bilim bir ayağı eksik ve yetersiz olur, bilim olmadan taşınan dini duyguların ise gözü kör sayılabilir’ demiş olan Einstein kendi tanımıyla derin olarak dindardı (Subtle is the Lord, Science and the Life of Albert Einstein, yazar Abraham Pais sayfa 319). Kendi ifadesiyle ‘bu kâinatı Allah’ın nasıl yarattığını keşfetmeye’ çıkmış olan Einstein, kâinat hakkında yeni bilgiler öğrendikçe daha fazla inançlı olmuştur. Bugün bilim dünyası aslında Allah’ın nasıl düşündüğünü çözmeye çalışıyor. Allah’ın nasıl düşündüğünü çözmek için, aklının nasıl çalıştığını anlayabilmek için bilime gerek olmadığını, buna inanmanın yeteceğini düşünen bir dindar açısından bu laflar belki sevimsiz gelecektir ama bir de şöyle soralım; teorik fizik dünyasında bu yeni yönelimin kime ne zararı var. Kâinatı daha fazla anlamak bazı insanları daha çok inançlı yapıyorsa (örneğin beni yaptı) bunun nasıl bir zararı olabilir.
Serdar Turgut/Aksam | |
|
sami9191 Admin
Mesaj Sayısı : 262 Yaş : 33 Nerden : KONYADAN İş/Hobiler : Müzik dinlemek,şiir yazmak Lakap : sami can sanal hayvan : KİŞİSEL İLETİ : Felek Bizde Biz Felekte Kusur Ararken Kayıt tarihi : 26/11/08
PUANLAR İTİBAR: (100/100) REP PUANI: (100/100)
| Konu: Geri: Ülkemin Utancı Ptsi Ara. 22, 2008 10:19 pm | |
| malesef inançlarımız siyasete alet edildiği için siyasi simgeydi, dinciydi,laikciydi diye ülkeyi böldükleri için durum bu hale geldi paylaşım için thanks | |
|