Eğer güzel bir cildin sırrı bir şişede değilse, sonsuz güzelliğin sırrı nerede yatıyor? Öncelikle cildinizin güzel olması sağlıklı olmasına bağlı. Sağlık ve güzellik birbirine çok sıkı bağlı iki kavram. En son ne zaman sağlıksız, ama cildi ışıl ışıl parlayan birini gördünüz?
Cildinizin güzelliği ve sıkılığı doğrudan ne yediğinize bağlı, çünkü deri hücreleriniz her ay ölenlerin yerine yenilerini koymak için çalışıyor ve bunun için besinlere ihtiyaç duyuyor. Yapacağınız hiçbir makyaj sağlıksız, kuru bir cildin görüntüsünü kapatamaz.
Deri hücrelerinizin oksijen ve besin açısından zengin kan desteğine, mineral yapıcı bloklara, proteine ve faydalı yağlara fazlasıyla ihtiyacı vardır. Elbette ki iyi bir nemlendirici ve güneşten koruyucu krem de faydalı olacaktır, ama cildinizin asıl neminin içeriden geldiğini aklınızdan çıkarmayın. Çözüm, cildinizi, başladığı yerden, yani derinizin altından beslemek ve desteklemek.
Cildinizin içeriden alıp alamadıkları, tamamen sizin vücudunuza ne alıp almadığınızla ilgilidir. Hücre yenilenmesi ve kolajen üretimi, cildinizin hep iyi görünmesi için optimum düzeyde tutulması gereken ve sürekli olarak devam eden bir süreçtir.
Bunun için de tek yapmanız gereken, cildinizin onarımına, yenilenmesine ve korunmasına faydalı olacak besinlerle onu beslemenizdir. Gerçek ışıltı ve pembe yanaklar ancak vücudunuzun içinden gelebilir.
Bunun dışında başka bir yol yoktur - mükemmel beslenme ve sağlıklı, dengeli bir yaşam tarzı, sağlıklı deri hücreleri üretebilmek açısından çok önemlidir.
Seçtiğiniz yiyecekler ışıltı veren, genç bir cilt ile sağlıksız, kuru bir cilt arasındaki fark olabilir. Bu bölümde içeriden dışa doğru nasıl güzel bir cilt yaratabileceğinizi ve sadece yediklerinizle yaşlanmanın etkilerini nasıl azaltacağınızı göreceksiniz.
Güzellik silahlarınızı size tanıtırken, öncelikle sizi düşmanlarınıza karşı uyarmakla başlayayım: tipik Batı beslenme düzeni! Bu beslenme düzeni, şeker, işlenmiş karbonhidratlar, kafein, alkol, işlenmiş yiyecekler ve kötü yağlar bakımından fazlasıyla zengin,
ancak asıl gerekli besinleri içermeyen bir diyettir.
Ayrıca margarin, ağır yağlar, beyaz un ve alkol cildinize zararlı bazı maddelerin üretimine sebep olmaktadır. Kızartma, barbekü ve diğer pişirme yöntemleri ağırlıklıdır.
Eğer siz cildinizin onarım ve yenilenme için ihtiyaç duyduğu besinleri ona vermezseniz,
cildiniz iyi görünmek için bu kadar şeyle savaşmayı nasıl başaracak?
Elbette ki başaramayacaktır...
Bütün gerekli besinlerden uzak olacağınız bir gerçek. vazgeçilmesi zor tatlardır özellikle benim için ama, çikolatalardaki ve cipslerdeki hidrojene yağlar yüzünden akneleriniz olacak, cildinizde gereksiz bir yağlanma oluşacak. Eğer bir yerlerden başlamak istiyorsanız -sebze ve salata yiyerek, abur cubur tüketmeyerek- cildinizin iyi görünmesi için bir şansınız var demektir.
Özellikle de, doğal C ve E vitamini depolarıdır; doğal bioflavonoidlerin güç kaynaklarıdır; antioksidan bakımından zengindirler. Doğal yiyeceklerde bulunan C vitamini ve bioflavonoidler (greyfurdun içindeki beyaz kısımlar gibi), deri hücrelerinize besin taşıyan kılcal damarların sağlıklı olmalarını sağlar ve cildinizi çürüklere, damar çatlaklarına ve erken kırışıklıklara karşı korur.
Kılcal damarlarınız deri hücrelerinizin yaşam kanallarıdır. Onlar güçsüz olduğunda ya da gerektiği gibi çalışmadığında deri hücreleriniz ihtiyaç duydukları oksijeni ve besinleri alamaz. Bu da atılması gereken pisliklerin atılmasını önler, cildinizin kuru, pul pul dökülen ve erken yaşlanan bir görünüme sahip olmasına neden olur...
Bunun yanı sıra, C vitamini ve bioflavanoidler kolajen dokuların korunmasını sağladıkları için cildi genç tutuyorlar. Cildiniz sıkı ve genç kalmak için sürekli bir kolajen sentezine ihtiyaç duymaktadır.
Yeterli C vitamini olmadan kolajen dokularınız hasar görecektir...